Resim ortaya çıkmadan önce gelişen ve eski yaşantıları belgeleyen gravür, duyguları geçmiş yaşam ve mekânları günümüze taşıyacak eserler bırakmıştır. Bir sanat dalı olan ve geçmişi çok eski yıllara dayanan bu sanatı gelin birlikte inceleyelim..
Gravür Nedir?
Fransızca “Gravure” sözcüğünden alınan gravür, kazıma resim sanatı demektir. Gravürde genellikle sözlü ve yazılı grafik ile hikayeler betimlenir. Muşamba, metal ve ağaç gibi çeşitli materyaller üzerine kazınarak veya taş üzerine yağlı kalem ile işlenerek elde edilen resim yada yazıya gravür denilmektedir.
Kökeni grafik sanatına dayanan gravür, Osmanlıcada “Hakk” yani “Kazıma” anlamına gelmektedir. İlk biline gravürleri Ren kıyılarında ağaçlar üzerine kazınarak yapılmış olan figürlerdir. Fransa’da gravür sanatının ilk temsilcisi Jean Duvet’tir. Ressam Rubens, renkli gravürü ile tanınırken, Rembrant bakır üzerine yaptığı desenlerle büyük ifade gücü yaratmıştır.
Gravür Yapmanın Püf Noktaları Nelerdir?
Gravür, çinko, bakır, tahta yada muşamba gibi plakalara kazınarak yapılan bir tekniktir. Kazınan resim veya yazıların kağıda basılması ve çoğaltılması ile üretilir. Gravürde en basit olarak, bir tahta parçasının baskıda çıkması istenmeyen yerlerinin oyulması ve kabarık yerlere yağlı mürekkep sürülerek kağıda bu kısımların çıkmasıyla elde edilir. Bu baskı yöntemine ise “tahta baskı” ismi verilir. Diğer tekniklerle yapılan resim bir sefere özgü olurken gravürde birçok kez çoğaltılabilir. Bir gravürü iki sanatçı üretir. Bir ressam resmi çizer ve bir diğeri de resmi plakaya kazır.