AUGUSTE RODIN
‘’Rodin’in hikayesi her ne kadar küçük yaşlardaki sanatsal başarısızlıkları ile başlasa da yaşamının ileri ki dönemlerinde eski heykel sanat anlayışına yeni bir insani bakış açısı ve yorum getirebilen, sevgilileri ile olan aşk ilişkileri ile sürekli gündemde olan sanat hayatını içerisinde büyük sanat eserleri üretebilmiş bir yaşam öyküsü onun ki…’’
Auguste Rodin Kimdir?
Rodin, Paris’te İşçi sınıfından bir ailenin oğlu olarak 1840 yılında dünyaya gelmiş ve 14 yaşında dekoratif sanatlar okuluna girmiştir. Rodin heykeltıraş Jean Baptiste Carpcaux (1827-75) ile heykel çalışmış, 1857’de Ûcolc des Bcaux-Arts’a başvurmuş fakat üç kez reddedilmiş, bunun üzerine ertesi yıl dekoratif duvar ustası olarak çalışmaya başlamıştır.
14 yaşında girdiği La Petite École (Küçük Okul) isimli Özel okula gittiğinde heykele olan becerisini farkedip desen ve çizim üzerine olan yeteneklerini geliştirmeye yönelmiştir. Bu okulda hareketli modelleri akıldan resimleme üzerinde çalışmıştır. Okuldan mezun olunca 1857-1858 arasında üç kez girdiği Ecole des Beaux-Arts’ın (Güzel Sanatlar Okulu) sınavını kazanamamış ve 1864 yılında Sevres Kenti’ndeki porselen fabrikasında çalışmaya başlamıştır. Aynı yıl ilk eseri olan Kırık Burunlu Adam’ı yapmıştır.
Age of Bronze – 1876
Rodin 1864’te ilk atölyesini tutmuş ve burada gerçek boyutlu bir insan bedeni çalışması olan eseri tamamladıktan birkaç ay sonra Tunç Çağı adını verdiği bronz heykeline 1875’te başlamıştır. Figürün gerçekçiliği büyük bir tepki yaratmış. Öylesine gerçeğe benzer ve idealize edilmiş, geleneksel eserlerden öylesine farklıymış ki, canlı bir modelden kalıp alınarak yapıldığı düşünülmüştür.
Rodin 1877’de Paris‘teki Salon Sergisi’nde Bronz Çağı adlı eserini sergilemesi üzerine bu eserin üzerine yapılan tartışmalar ünlenmesine yol açmış ve Rodin bu olayların ardından 1878’de ‘’Savunma’’ adlı eseri yapmıştır. 1876 yılında İtalya‘ya gitmiş Michelangelo Buonarroti ile ilgili araştırmalar yapmış ve 1882’de ise Adem, Havva ve Düşünen Adam adlı heykelleri üretmiştir. Bir süre sonra da modeli, asistanı ve sevgilisi olan daha sonra da en büyük rakibi olacak Camille Claudel’le tanışmıştır.
The Thinker – 1882
“Düşünen Adam” heykeli Rodin’in aldığı ilk büyük sipariş olan ve gerçekte hiçbir zaman bitiremediği 5 metreye aşkın ‘Cehennemin Kapıları’nda yeralan figürlerden biridir. Bu heykel aslında ‘İlahi Komedya’ ile tanınan İtalyan şair Dante Alighieri’yi tasvir eder. Dante’nin şiirin den esinlenen Rodin, şiirin üçte ikisini bir yana bırakıp en karanlık bölüm olan Cehennem’i seçmiştir.
Rodin, çalışırken durmadan küçük heykeller yaratır, onları Cehennem Kapıları’ndaki öbür figürlerin arasına koyarmış, sonra yerlerini değiştirir ya da parçalarını başka çalışmalarda kullanırmış. Rodin, bu eseri için yaşamımın heykelleştirilmiş günlüğü dermiş, çünkü kapı için çalışırken yarattığı küçük heykeller, daha sonra Adem, Havva, Düşünen Adam ya da Öpüşme gibi birçok ünlü heykelinin yaratılışına yol açmış.
Düşünen Adam Heykeli – Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi
‘‘Düşünen adam’’ heykeli ‘’Cehennemin Kapıları’’ eserinin en tepesinde yer alırken ‘’Adem ve Havva’’ kapının iki yanında yer almış. Düşünen Adam’ın küçük boyutta ilk sıvama dökümü 1880 yılında yapılmış ve ilk kez 1888’de Kopenhag’da sergilenmiş. Büyük boyuttaki ilk haline bronz döküm olarak 1902 yılında başlayan Rodin, bunu 1904 yılında tamamlamış. International Society’de ardından da Salon de Paris’de sergilenmiş. Son halini alması 1906’yı bulan Düşünen Adam, 1922 yılında o dönemde otel olan Rodin Müzesi’ne taşınmış. Heykelin orjinali günümüzde, Paris’te Rodin’in müze olarak kullanılan evinde bulunmaktadır.
Rodin’i bilmeyenler bile Düşünen adam heykelini bilir İstanbul, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin girişinde bu eserin bir kopyası bulunur. İki aşamada tamamlanan heykelin yapımına 1932 yılında hastaneye yatan Bakırköy’lü ünlü ressam ve heykeltıraş olan Kemal Künmat tarafından başlanmış yarım kalan heykel hastanede yatan asker bir heykeltraş tarafından 6 ay sonra tamamlanmıştır.
The Gates of Hell
1880 yılında Fransız devleti yeni açılacak Paris Dekoratif Sanatlar Müzesi için Rodin’e bu kapı çalışması ısmarlandığında Rodin 40 yaşındaydı. Dante’nin İlahi Komedi’sinden esinlendiği Cehennem Kapısı üzerinde 10 yıl çalışan Rodin bu çalışmayı bitiremedi ve müze açıldığında kapının yetişmemesinden dolayı bir skandal meydana geldi. Rodin, kapının üzerindeki 200 figürü tek tek, birbirinden bağımsız da ele almıştır. Bu eserde “Düşünen Adam” kapının en tepesinde yapılmıştır. Adem ve Havva ise kapının iki yanındadır. Kapı ancak Rodin’in ölümünden sonra bronza dökülmüştür.
Rodin düşünce adamıydı ve eline matkap çekiç alıp hiç taş ya da mermer yontmamıştı. O tasarlamış ve araştırmalar yapmıştır. (Örneğin, Balzac heykeli için 6 yıl araştırma yapmıştır). Antika eser ve belge toplamış, sürekli çizim yapmış, sonra ulaştığı sentezi, üç boyutlu kilden, alçıdan yaratmıştır. Taşı yontmak, mermeri işlemek, bronzu dökmek atölyede çalışanların işidir. Her eserini farklı boyutlarda, farklı ölçeklerde gerçekleştirdiği gibi, bunlar üzerine çeşitlemeler uygulamıştır. “Parçaları ayrıştırmaya, yeniden birleştirmeye çalışıyorum, prova yapan bir terzi gibi…” der.
Balzac ve Victor Hugo Anıtı
Rodin için En büyük skandal Balzac heykeli ve Victor Hugo anıtıdır diyebiliriz . Rodin’in, Victor Hugo’yu anadan doğma, çıplak, bir kayaya oturtarak şekillendirmesi Fransızlar’ı şoka uğratmıştır.
Balzac heykelinin öyküsü daha da çetrefillidir. Edebiyatçılar Birliği’nin ısmarladığı heykele, Rodin sonunda bir palto giydirmiştir, ancak koca göbeğiyle ve tepeden bakışlarıyla bu heykel, Fransız sanat çevrelerini ikiye ayırmıştır. Rodin’i savunanların başında Emile Zola gelmektedir. Ancak çok geçmeden bu ayrışma, heykeli beğenenler ve beğenmeyenler olmaktan çıkıp Dreyfusçüler ve Dreyfüs karşıtlarına dönüşünce, yani olay sanatsal arenadan politik arenaya geçince, Rodin heykelini sergilemekten vazgeçmiştir.
The Kiss – 1904
Rodin’in en popüler eserlerinden biridir ‘’Öpüşme’’ adlı heykeli. Rodin bu heykeli yaparken figürlere olan özellikle insancıl bakış açısıyla adeta sanat anlayışının özetini betimlemiştir. Rodin eserinden yarım kalan brüt alanlar bırakarak izleyiciyi bir nevi eserle ilişkiye girmesi ve hayalinde bu kurguyu canlandırmasını istemiş olabilir…
‘’Rodin yazışmalarında, “Balzac”ın, en beğendiği eseri olduğunu vurgular. Herkesin bayıldığı “Öpüşme” eserini ise “eğlenceli ama sıradan” diye niteler. Bütün bu skandal ya da çatışmalarda, Rodin her seferinde yalnızlığa ve çalışmaya gömülür. “Nasılsa zaman beni haklı çıkaracak” der.’’
Rodin ve Aşk Hayatı
Rodin’in yaşamında kadınların hep çok önemli bir yeri olmuştur. Rose Beuret ile tanıştığında Rodin 24 yaşındaydı. 1864’te atölyesini yeni tutmuştu. Rose 20 yaşındaydı ve Rodin’e modellik, hizmetkarlık ve eşlik etti. İki yıl sonra oğulları oldu. Rose onu hep sevdi, Rodin hep dehasının ve dehasına hizmet edenin peşinden koştu. Tam 53 yıl sonra 1917’de evlendiler. 15 gün sonra Rose, 6 ay sonra Rodin öldü. Bugün ikisi de yan yana Meudon’daki atölye evin, müzenin muhteşem bahçesinde birlikte yatmaktadırlar. Üstlerinde yemyeşil çimenler ve Düşünen Adam heykeli ile…
Camille Claudel, Rodin’i 1883’te tanıştı. 19 yaşındaydı, çok yetenekliydi, aydındı, bilgiliydi, güzeldi ve “Usta”ya hayrandı. Rodin’in sevgilisi ve asistanı olmuştur. 1888’e dek birlikte yaşadılar. Fırtınalarla dolu yıllar, Rodin’in en verimli , Camile Claudel’in Rodin’den kaynaklanan, sonu akıl hastanesine varan en acılı yılları olmuştur.
Ressam Helene Wahl-Porges, 1890’larda sanatçıya, tüm yolculuklarda eşlik etmiştir. İngiliz generalin kızı Eve Fairfax’la Rodin’in yaşadığı aşktan (1902-1903) geriye bugün Londra’daki Tate Galeri’de enfes bir bronz heykel kaldı. İngiliz ressam Gwen John, Rodin’le aşkını 1906-1907 yıllarında, tam 2000 mektuba döktü. Alman yazar Helene von Nostitz- Hindenburg’la Rodin 1901-1914 yılları arasında tutkulu biçimde mektuplaştılar, birlikte İtalya yolculuklarına çıktılar.
1917 yılında Rodin, Rose Beuret ile evlendi. Meudon’da paraları yetmediğinden dolayı, yetersiz ısıtılan evlerinde yaşadı. 14 Şubat’ta Rose zatüree’den öldü. Rodin ise 24 Kasım’da öldü. İkisi de Düşünen Adam adlı heykelin altına gömüldüler.
Camille Claudel
1883’te 19 yaşındaki heykeltraş Camille Claudel’i tanışmıştı. Yeteneği ve etkileyici kişiliği Rodin’in ilgisini çekmiş ve birlikte çalışmışlardı. Rodin’in modeli, arkadaşı ve sevgilisi olmuştu.
Tanıştıklarında Rodin’in Rose Beuret ile yaklaşık 20 yıllık bir birlikteliği vardı. Rodin, Camille ile tutkulu bir aşk yaşamasına rağmen, hiçbir zaman Rose Beuret’ten ayrılmamıştır. Claudel hamile kalmış, fakat geçirdiği bir kaza sonucu bebeğini kaybetmişyir. Bu, onun ruhsal dünyasını alt üst etmiş ve bu dönemde annesi tarafından reddedilmiştir. Rodin’in kaba tavırları ve Camille’i rakibi olarak görmeye başlaması, beraberliklerinin de sonu olmuştur.
15 yıl süren tutkulu ilişkileri 1905’te Claudel akıl sağlığı ile ilgili sorunlar yaşamaya başlamasıyla bitmiştir. Heykellerinin birçoğunu kırmış Rodin’i fikirlerini çalmakla ve onu öldürmeyi planlamakla suçlamıştır. 1913’te akıl hastanesine kapatılan Camille, 1943’te ölümüne kadar orada kaldı.
‘’Rodin heykel sanatını akademicilikten kurtarmış, heykeli süslemelerden arındırmış ve anıtsallığın yerine insancıllığı yeğlemiştir. Heykele dramatik gerilimi katması, insan trajedisini, duyguların ve tutkuların yoğunluğunu katması farklılığıdır. Heykelleri anlatımcıydı. Heykel sanatına özgün sorunlarla, tekniklerle, çizimlerle, biçimlendirmelerle boğuşurken, yarattığı kişiliklerden ve öykülerden asla vazgeçmemiştir.’’